Pazar, Mayıs 23, 2010

Tebdilimekân sürüsü

Bir hafta içinde önce yeni eve, sonra da kısa bir gezi için Hatay'a yelken açan kızım, başta durumu iyi karşılamış gibi görünse de fazla sevinmememiz gerektiğini kısa zaman içinde belli etti. Sadece kızım değil tabii, evin diğer çocuğu Frodo da değişikliğe ne kadar kapalı olduğunu ta olayın başından açıkça ortaya koydu.

Taşınma sorunsuz geçti sayılır, yerleşme kısmı hariç zaten sorun olacak da bir şey yok. Evden memnunuz, çevreden memnunuz. Memnuniyetsizlik yaratan tek şey, zevzek köpeğimiz. Yanımıza geldiğinden beri dört defa taşınma yaşayan Frodo, en sert tepkiyi bu sefer gösterdi. Civardaki köpeklere sürekli cevap verme telaşında olan meraklı çocuğum, gece-gündüz demeden laf yetiştirmekten geri kalmıyor. Hâl böyle olunca da kızın uyuması bile dinlenebilmemiz için yetmiyor çünkü Fofo hazretleri, uykunun en güzel yerinde tüm mahalleye varlığını belli etme teşebbüslerine girişiyor. O havlayınca yan dairedeki Rottweiller duruma müdahale ediyor ve kısır döngümüz başlıyor. Antrede daireler çizen, zırlayan, yer yer havlayan canım(!) köpeğim sayesinde uyku bölünüyor. "Hişşşt, pişşttt, sus ulan Fofo" uyarıları, kızı uyandırmayacak şekilde yapıldıktan sonra yarım kalan uykuya dönme teşebbüsü, yan odadan gelen "Vüüeeee" sesiyle yarım kalıyor. Cengâver karım, hemen olaya müdahale edip biricik kocasının kalkmasına müsaade etmeden durumu kontrol altına alıyor.

Hafif hafif yerleştikten sonra bavulları yaptık ve kendimizi yollarda bulduk. Havaalanındaki temizlik görevlisinin elinden fırçasını kapıp "Bırak şunu, öyle temizlenmez. Böyle yapacaksın" şeklinde öğreten bebek moduna girmek dışında olaysız bir seyahat oldu. Adana'da kısa bir semirme seansından sonra İskenderun yollarına döküldük. Uçak yolculuğu, İskenderun'a kadar kara yoluyla seyahat ve özellikle anneanne ve dede ilgisi nedeniyle bitap düşen kızımız, akşam yatağı görür görmez uyur diye pembe hayaller içindeydik. Eve yerleşir yerleşmez hemen yatağa bıraktık ve tabii ki kıyamet koptu. İlk denememiz başarısız oldu ama azimliydik. Bitirmediği yemeğini kararlılıkla kızına yediren anne, biraz da hoplatılıp zıplatılan ve yorulduğuna kanaat getirilen yavrusunun yatmaya hazır olduğuna kanaat getirdi. Yemezler hanım. Pabuç o kadar ucuz değil. Nöbetleşe başında durarak ablayı uyutmayı başardık ve tatilde olmamıza rağmen büyük bir çalışkanlık örneği göstererek hemen çevirilerimizin başına oturduk. Hiç mi uyanmadı bu çocuk diyenlere teessüf ederim. Üst kata gidip gelmekten, güzelim kebabı çabuk eritti karıcığım. İş biter, bir duble içilir, sahilde kısa bir yürüyüş yapılır ve bu tatlı yorgunluğun üzerine iyi bir uyku gider diye düşünülür. Sadece düşüncede kalır. Sevgili kızım, yerini yadırgamaya karar verir. Bütün gece uyutmaz, sabah kargalar hacet etmeden kalkılır. Bir an önce ortama alışması için dua edilir, okunur, üflenir. Yine de tatilde olmak güzel. Herkese lazım. Dönüşte en kötü ihtimalle sabahtan babaannesine bırakır, akşama kadar uyuruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder