Çarşamba, Aralık 23, 2009

Evin Minik Delisi

Hayır, Frodo'dan söz etmiyorum. O, evin sefili. Ona başka bir zaman değineceğim. Cırtlak kızım buradaki asıl konu.

Farklı kaynakların da doğruladığı normalden yüksek sesi, sürekli talepkâr hâlleriyle hepimizi muma çeviren dokuz aylık bir cadı. Çocuk sahibi olmak ne ilginç şeymiş. Başımda bu kadar başkası bağırsa fırçanın hasını yerdi ama olmuyor işte. Kızamıyor insan, mıncıklama isteği ağır basıyor. Her gün kendi kendimize söz veriyoruz. Şunu yaparsa taviz yok, onu yaparsa bunu yapmayacağız, falan filan. Yok kardeşim, olmuyor. Biz şımarık bir çocuk yetiştiriyoruz ve bundan rahatsız falan da değiliz. Ailelerimiz bizi nasıl yetiştirdiyse Zilli Prenses de öyle olacak. Şımarık, istekleri bitmeyen, talepleri yerine getirilmedi mi kıyameti koparan bir zirzop. Başlarım burun kıvırmalarınıza, tenkitlerinize. Aynı zamanda ailesini seven, saygı nedir bilen, adabımuaşeretten haberdar bir küçük hanım da olduğu sürece gerisinin hiç önemi yok. Okusun, sanat sevsin, bir de bizden farklı olarak azıcık da olsa spor yaparsa kendimizi başarılı bir ebeveyn sayacağız.

Bugün kendisine "Cici kızım" dediğimizde "Cici" diye karşılık verdi ve söylemeye devam ediyor. Hafif peltek galiba ama karar veremedik. Etti üç kelime. Gel, cici, anne. Hâlâ babadan eser yok, çok fena bozuluyorum. Yürümeye niyetleniyor ama cesaretini tam toplayamadı. On saniyeye kadar tek başına tutunmadan durabiliyor. Frodo'yu kuyruğundan tutup sürüklemeye başladı. Garibim, kız uzandığı anda kaçıyor artık.

Çok uzun oldu galiba, hanım hazretleri şu anda çeviri yaptığımı sanıyor. Tamam, arka planda açık ama araya bunu da sıkıştırayım dedim. Evden havadisler şimdilik bu kadar.

Pazartesi, Aralık 21, 2009

Tekrar Deneyelim

Oldum olası şu blog işine sıcak bakamadım. Paylaşmak ve anlatmak istediklerimi internet üzerinden takip etmek yerine muhabbet etmeyi seven güruha dahilim. Arada bir; Facebook, FriendFeed, Twitter gibi yerlerden farklı olarak, buraya ciddi ciddi bir şeyler yazmak lazım. Hani ciddi derken memleket meselelerinden veya karanlık madde deneylerinden söz etmiyorum ama yine de zaman zaman bir şeylere dokundurmak icap ediyor.

Sayfalarca kendimi de tanıtmayacağım, hem zaten size ne? Tanıyan tanır, tanımayanlar da zaten tanımadıkları için kayıp değil. Bak, şimdiden sıkıldım.

Neyse, asıl konumuz ben bu işe tekrar niye heves yaptım? Kendim için bir şey yaptıysam namerdim. Karım, kızım ve übersalak köpeğimle ilgili havadisler falan döşeyeceğim buraya. Ufak bir günlük gibi bir şey tutuyoruz ama bu da bulunsun dedim. Elime kalemden çok klavye aldığıma göre mantıklı olan da budur. Arada bir oraya buraya saydırabilirim, gerekirse okuyanlar üzerine alınır.

Ne demiştim? Şimdiden sıkıldım. Evet, bu kadar yeter. Normal ve içeriğe uygun yazılara yakında başlarım. Yani başlarım herhalde. Belli olmaz.

Dağılın.