Cumartesi, Haziran 30, 2012

Hayat, Vapurlar Falan


Sevgili kızım emin adımlarla diktatörlük yolunda ilerlerken, karı-koca olarak darbe yapmanın uygun bir zamanını nafile de olsa kolluyoruz. Ailenin yönetim şekli konusundaki ikazlarımızı şarkılar, şiirler ve nostaljik sohbetlerle geçirmeye çalışıyor ama eminim bir gün bizim de söz hakkımız olacak. Umutluyuz. Benim de eşimin hakkı en azından bir günü "Chucky bu, yemin ederim Chucky'yi doğurmuşum" diye duvara kafa atmadan geçirmek.

Hanım kızımızı arabaya oturtan anne, kemerini kendi bağlamak istiyor diye 5 dakika ağaç olur, nihayet kemer faslı bittikten sonra kızının kapısını kapatır ama tam kocasının yanına oturmak için ön kapıyı açarken arkadan fırça gelir.


-Heeeey, yanıma otur dedim sana!!

Baba, kızıyla  bir saat oynadıktan sonra evin geçimini sağlamak için çalışmaya oturur ve içeriden koşturarak kaşları çatık kız gelir.

-Sinto sana çalışma diyorum!

Makarnanın üzerine yoğurt koymanın hem faydalı hem de güzel bir şey olduğunu anlatmaya çalışmak da boşuna. Tek kaşını kaldırıp bakar ve Horatio Caine tonlaması-Sörf reklamındaki Rüştü ifadesi karışımıyla son noktayı koyar.

-Yoğurt koymam, ben soğuk yemem.

Şükür ki "Ay ne dominant çocuk, zekâsından böyle yapıyor, üstelik lider ruhlu" falan gibi sanrıları olan bir ebeveyn değiliz. Çocuğumuzun ne kadar saftirik olabildiğini ilk elden yaşayıp suratına gülmemek için başka tarafa tüyecek kadar aklı başındayız. Yoksa "Yarın okulu kırıp Eminönü'ne gidelim mi?" diye sorduğum çocuğun "Hihohahaha, parçalayalım baba. Bir daha gitmem" veya "Niye eminmiş önü?" cevaplarına "Espri yapıyor, ne zeki çocuk" demeyi ben de bilirdim ama malzeme belli.

Ama çocuğumun gözünde ben çok büyük adamım onu anladım. İskelede beklerken yeni vapurlardan birinin geldiğini görünce "Aaa yenilerden geldi" dememin ardından kızım bana "Senin yeni vapur bu mu baba?" diye sordu. Sonra da Karaköy tarafında duran emektar vapuru gösterip "Bu da eskisi mi? Onu verdin mi?" diye sordu. Çok büyük adamım ben çok, gemiciklerim falan var.