Pazartesi, Mart 08, 2010

Bir

Sadece bir sayı. Hatta şekil olarak da bir numarası yok. Koca burunlu bir çubuk. Ama şekli kimin umurunda? İçine sığdırdıklarımıza bak sen. Tam bir yıl önce bugün ilk defa kollarıma aldım seni. Patates suratlı, simsiyah süpürge saçlı, cırtlak, mosmor ve şaşkın bakışlı bir bebektin. O zamandan bugüne kadar bize yaşattığın mutluluğu, hayatımıza kattığın anlamı anlatmaya çalışmayacağım. Onu ancak gözlerimize bakarak anlayabilirsin Küçük Prenses.



Annen, hayattaki en büyük ve tek aşkımdı bir yıl önce. Sen de Küçük Aşkım oldun. Hızlı ve komik bir yıl oldu bizim için. Yani en azından annen ve benim için. Frodo'nun bu konudaki hislerinin, daimi değişkenlik gösterdiğinden eminim. Ana kucağında veya kucakta gezen insan yavrusu olarak başladığın ilk yılını, dolapların güvenlik kilitlerini söken, mağazalarda tek başına gezebilen, annenle babanı parmağında oynatmasını bilen bir küçük hanım olarak tamamladın. Acemiliğimizden ileri gelen hatalarımız ve yersiz endişelerimiz oldu mutlaka ama hepsi seni çok sevdiğimiz içindi. O zamanlar çok narin görünüyordun. Bazaları açıp, yumuşatıcı bidonlarını evde gezdirebileceğini bilseydik, o kadar üzerine düşmezdik. Tabii bu arada biz de seni birçok konuda kobay olarak kullandık. Özellikle banyodan sonra tüm yaratıcılığımı serbest bırakarak yaptığım saç şekilleri için şimdiden özür dilerim.




Birkaç gündür bizimkinde ve diğer evlerde hazırlıklar yapılıyor. Babaannen, anneannen, Ayşegül, kısaca herkes, doğum günün için bir şeyler yetiştirme telaşında. Yemekler ve tatlılar hazırlandı. Maalesef evin temizliği bana kaldı çünkü annen kuaföre kaçtı. Az önce pastan da geldi. Gayet sevimli olmuş, üzerinde Frodo bile var. Seni seven birçok kişi de bu akşam yanında olacak. Hediyeleri koyacak yer bulmakta zorlanmaya başladık. Hepsi de birbirinden güzel. Hatırlamayacaksın bunların hiçbirini ama fotoğraflar ve videolarla, güzel bir anı olması için uğraşacağız. İleride, olan biteni ayrıntılarıyla anlatırım ben sana.

Yazmak istediklerimi bir türlü toparlayamıyorum, bu yüzden en iyisi bitirmek. Sana doğduğun gün verdiğim sözü tekrarlamaktan başka bir şey aklıma gelmiyor Meleğim. Seni daima seveceğim ve yanında olacağım Küçüğüm. İyi ki varsın.

Çarşamba, Mart 03, 2010

İç Hesaplaşmalar

Evdeki rekabet, iyice kendini belli etmeye başladı. Paylaşılamayan oyuncaklar veya çeşitli ıvır zıvır için karşılıklı çığlıklaşmalar ve hırlaşmalar, evdeki olağan seslerin arasında yerlerini aldılar. Son iki olay, rekabetin ne derece şiddetli olduğunu, ebeveyn kısmına iyice belli etti. Birinci olay dün gerçekleşti. Serena'nın elindeki oyuncağı ustalıklı bir manevrayla ele (veya ağza) geçiren Frodo, hararetli bir şekilde söz konusu eşyayı kemirmeye başladı. Oyuncağı kaptırmanın verdiği asabiyetle birkaç defa geri alma teşebbüsünde bulunan Serena, başarısız olmasının ardından hızla Frodo'nun arkasına geçti. Kuyruğuna yapıştığı gibi çocuğu salonda sürüklemeye başladı. Yediği haltın farkında olan Frodo, gerçek bir Jack Russell olduğunu gösterdi ve ağzındaki oyuncağı bırakmadı. Olumlu sonuçlanmayan birkaç denemenin ardından Serena kuyruğu bıraktı ve ayağa kalktı. Söylene söylene salondan çıktı. Annesi merakla ne olacak diye bakıyordu. Haklı tabii, hatunun pes ettiğini hiç görmemiştik. Kısa süre sonra olayın iç yüzü ortaya çıktı. Salon kapısında beliren Serena'nın elinde çekecek vardı ve Frodo'nun üzerine yürümeye başlamıştı. Maçlarda döner bıçağıyla karşı takım taraftarına saldıran fanatikleri gazetede okurduk ama bir tanesini de koynumuzda beslediğimizi o anda anladık. Birkaç çekecek darbesinden sonra Frodo da pes ederek yastığına sığındı ve Silahlı ve Tehlikeli Cüce, savaştan galip ayrıldı.

İkinci olay da yaklaşık yarım saat önce gerçekleşti. Annesi ve babası çalışan Serena sıkıldı ve eğlence arayışına girdi. Tabii ki yastığında yarı uykulu bir hâlde yatan Frodo'ya yöneldi. Yanına oturdu ve önce şöyle bir arka patisini dürttü. Frodo patiyi çekince de karnına parmak attı. "Git lan, uyumak istiyorum" anlamındaki hırlamanın ardından Serena ayağa kalktı. Ben de oturduğum yerden izliyordum. "Herhalde kız mesajı aldı, çocuğu taciz etmeyi bırakacak" diye saf saf düşündüm. İşte o anda ayağa kalkan Serena'nın, kafasını öne eğerek kendini Frodo'nun kafasının üzerine bıraktığını gördüm. Çarpışma gerçekleşti ve Frodo ufak çapta bir travma yaşadı. Yastığında biraz geri çekilip iyice duvara yapıştı. Bu arada bana da bir bakış atmayı ihmal etmedi. Sessiz bir şekilde birbirimizi anladığımız konusunda hemfikir olduk ama elden bir şey gelmiyor. Evdeki dikta rejimi iyice kendini hissettirmeye ve bizi sindirmeye başladı.