Salı, Aralık 29, 2015

Yıl Başı Yasaklandı, Ders Çalışmak Ayıp

Yeni yıla giriyoruz, güzel, hoş. Gelsin bakalım. Ama eskiyi düşünen var mı? Hemencecik sildiniz zavallı 2015'i. Normal çocuklar yeni yıl başlayacak diye hediyeleri, akşam geç yatmayı, ertesi gün okula gitmemeyi, gece boyunca abur cuburları götürmeyi falan düşünür, değil mi? İşte bazıları öyle değil. Trafikten gözümün seğirmeye başladığı anda arka tarafta anne-kız arasında gerçekleşen diyalog çok yanlış yolda olduğumuzu gösterdi bize. Bundan sonra kutlama falan yok. Yeni yılı kutlamak bir yana, eskisi için matem tutmalıymışız. Okuyunuz efendim.

-Anne hangi yıldayız?
-2015.

-Yıl başından sonra ne olacak?
-2016.

-Peki bir daha ne zaman 2015 olacak?
-Bir daha olmayacak kızım. 2015 bitecek, 2016 başlayacak.

-...
-Kızım?

Vuaaaaaaaaaaaaaa! Ama ama böhüüüüüüü!!!

Direksiyon başında ben kilit, arkada anne ampul gibi kalmış, salya sümük ağlayan çocuğu teselli edebilecek hiçbir şey diyemedik. "Kızım ama takvim, sayılar, hani doğum günün, yeni yaşın, gak guk..." hepsi nafile. Çocuk düzenli olarak yarım saatte bir 2015'in yasını tutuyor bu akşam.

Ebeveynliği ne kadar becerdiğimizi, düzenli takip edenler iyi bilir. 2015'in matemine çare olarak hiçbir şey bulamadık. Geçer, unutur, alışır diye bekliyoruz. Neyse ki öğretmeni ödev vermiş. Belki biraz kafası dağılır. Tabii ufak bir ayrıntıyı atlamamak lazım. Ödev yapmayı kim sever yahu?

Odasında ders çalıştığı umut edilen bir çocuk, aslında dünyanın en yaratıcı insanı olabilir. Yaklaşık 10 dakika içinde dersten kaçmak için yapılan ustalıklı manevraların sıralı tam listesini aşağıda bulabilirsiniz.

1. Baba burada ne yazıyor? (Okumayı biliyorsun, yemezler)
2. Ama baba anlamadım. (Yarısını yaptıktan sonra kal gelmiş çocuğa)
3. Baba Fofo odama girdi. (Eeeee?)
4. Anne saat kaç?
5. Anne kaçta yatacağım?
6. Baba, Polpica için yeni video yaptın mı?
7. Anne benim doğum günüme kaç gün var?
8. Babaaaaaaaa. Neredesin?
9. Baba imdaaat! Kafam sıkıştı! Kurtar!

Buraya açıklama getirmek zorundayım. Hanım kızımız ders çalışmamak için plastik yüzüğüyle oynarken ne tesadüfse yüzük düşüyor ve odasındaki kaydırağın (Evet, o kaydırak hâlâ bizde, atmıyorlar, satmıyorlar) altına giriyor. İskemlesiyle kaya kaya yüzüğün olduğu koordinatlara giden çocuk, yerinden kalkmaya zahmet etmiyor ve eğilerek alabileceğine kanaat getiriyor. Odaya girdiğimde dizleri sandalyenin üstünde, sırtı yana eğilmiş hâldeydi. Bir kolu kaydırağın üst kısmında, diğeri de kafasıyla birlikte, kaydırağın yerle birleştiği noktadaydı. Ders çalışmıyor ama yeni bir Nadia Komaneçi olabilir. Yüzük de hâlâ ortada yok.

Bu arada sizin çocuklar ders çalışmamak için neler yapıyor? Aşağıya çözümleriyle birlikte yazarsanız, ebeveyn dayanışmasını güçlendiririz.


Pazartesi, Aralık 21, 2015

Aradığınız Akıl Sağlığına Şu Anda Ulaşılamıyor

Queen'in o leziz şarkısı gibi, tam da Freddie abimizin tonlamasıyla, Hafiften Deliriyorum ve Drogba bile çare olamaz. Yeryüzünden kot, kumaş pantolon, eşofman, tayt hatta kısmen etek silinmiş. Sadece elbise var. Başka bir şey giyilemez, giyilmesi teklif bile edilemez. Yepyeni tişörtler, kazaklar, sürekli büyümenin yan etkisi olarak daha giyilmeden eski kategorisine düşüyor. Varsa yoksa elbise. Burada önce bir sitem dile getireceğim. Muhterem giyim firmaları, küçücük çocukları deri etek, her yeri taşlı bluzlar, yırtmaçlı elbiseler giymeye teşvik etmeyin. Geçenlerde "Hangi çocuk giyer bunları yahu?" diye mağazada delirdiğim bir anda, yanımdan geçerken pişmiş kelle gibi sırıtarak "İstiyor çocuklar beyefendi, almazsak olmaz" diyen manyak velilere çanak tutmayın. Sosyal sorumluluk, çocuk sevgisi bidi bidi reklamları yapacağınıza önce yaptığınız kıyafetleri koca kadınların değil, çocukların giyeceğini düşünün. Bak yine tepem attı.

Neyse, elbise diyorduk. Yukarıda anlattığım sitemden dolayı çocuk için düzgün giyim eşyası bulmanın zorluğu da hayatımıza girince, hanımefendinin giyebileceği tarzda bir şeyler bulmak iyice zorlaştı. Zaten öyle her sezon yeni gardırop düzecek insanlar değiliz ama bir veya iki parça yeni bir şeyler olmalı dolapta. Olmayınca ne oluyor? Çelik'in 90'ların başında üzerinden çıkarmadığı polar kazak zindanına hapsoluyoruz.

-Kızım üç gün önce onu giydin, bugün değişik bir şey giy. Bak ne güzel pantolonların, eteklerin var.
-Olmaz, ben elbise giyeceğim. Bana başka şey yakışmıyor.

-Kızım kot eteğini giy.
-Olmaz.

-Kot pantolon?
-Olmaz.

-Kumaş pantolon?
-Olmaz.

-Tulum?
-Olmaz.

-Eben?
-Pembe mi?

En azından son bir yıldır giyim konusunda müthiş tasarruf ettik, güzel yanı da bu. Elbise, ötenazi için yalvarana dek giyiliyor.

Muhterem karım bana kızıyor. Kızıyor demeyelim, suyu ziyan etmeye gerek görmeden bir kaşıkta boğmak istiyor daha doğru bir tabir. Neymiş efendim? Çok yumuşak davranıyormuşum, çocuk beni idare etmeyi çok iyi biliyormuş, onun izin vermeyeceğini bildiği bir şeyi, yapacağımı bildiği için hiç işi uzatmadan bana soruyormuş. Öncelikle ona çözüm odaklı olmak denir, ileride çok faydasını görecek minik yavrum. İkincisi de ben birçok konuda hayır diyorum. Buyurun, kanıtı da aşağıda. Sağdaki fotoğraftaki çocuğu tanımıyorum, babasına ice tea aldırmış şımarık veledin biri herhâlde.