Pazar, Ocak 13, 2013

Adam Değilsin Kokarca

"Hocam bunlar ileride ne işimize yarayacak yaaaa?" diye sorardık sivri aklımızla. Zamane veletlerinde hiç öyle bir dert yokmuş. Öğrendiklerini gerçek hayatta uygulamak, cümle içinde kullanmak konusunda hiç sıkıntı çekmiyorlar. Babişko'luktan Babişkokarca'lığa terfi etmemin başka bir açıklaması yok. Arkasından gelen Muhahaha efektinin de.

Her zaman doğru mu öğreniyoruz? Hayır, maalesef hayır. Evin kapısıyla mutfağın dip dibe olması iyi midir? Asla! Tam da kapının önünden biri geçerken, evin veledinin "Babaaaa, ben bugün viskimi içmedim!!!" diye haykırması ebeveyni rezil eder mi? Hem de nasıl! Hoşlanılan kızın olduğu ortamda hava atmaya çalışan ergen gibi yüksek sesle "Ne viskisi kızım? Ehehehe, canım çok da saf. Ice tea güzelim o!" diye bağıran adam inandırıcı mıdır? Kendimizi kandırmayalım.

Okulda bilimsel verilerle donatılan Zilli Prenses'in rüya tabirleri tadındaki teorileriyle, ilim dünyamız aydınlandı. Dünyaya çarpan bir göktaşı yüzünden ortadan kaybolan dinozorlar, aslında sadece mekân değişikliğine gitmiş. Şimdi Satürn'ün halkasında buz pateni yapıyorlarmış. İlgilenenlere duyurulur.



Müspet ilimlerin ortaya koyduğu verilerin yanında, babaya nasıl davranılması gerektiği konusunda bazı değişmez ve evrensel kalıplar vardır. Bunlar değiştirilemez, değiştirilmeleri teklif bile edilemez. Düğüne gidilecek diye bin bir homurdanmayla takım elbisemi giymişim ve hatta kravat takmışım. Ama bu büyük eziyeti bana  unutturacak hatta sevdirecek o tek olay gerçekleşti. Ben gören kızım ağzını bir karış açtı ve "Baba? Ne olmuş sana? Dur bir bakayım" dedi hayranlık dolu gözlerle.

İç ses "Sen iste ben her gün giyeyim aşkım" dedi.

Zilli Prenses "Adama benzemişsin" dedi.

İç ses küfür etti.