Çarşamba, Haziran 29, 2011

2 Yaşındayım, Eli Maşalıyım

Sabır dediğimiz şey meğer ne kadar esnek ve mitoz bölünen bir şeymiş. Kalmadı denilen noktada hemen yeni parti geliyor. Eskiden hep merak uyandırırdı, bu yaşta çocukları olan ebeveynler niye şaşı bakıyor diye ama sonunda ben de öğrendim. Çocuğun bebeklikten çıkış ve kişilik oturtma safhasına ecnebiler Terrible Two diyorlar ama bunun için anadilimizde harika bir karşılık varken hiç özentiliğe gerek yok. Canavar!




Evde herkesin rolü yavaş yavaş belli oluyor. Bir değişiklik olmazsa Zilli Prenses bana Alfred hatta nezaketi bir tarafa bırakırsak Igor muamelesi yapıyor. Gece su için uyandığında, içtikten sonra bardağını almak için uzanan annesine kıyamayarak yerine koymam veya yeniden doldurmam için "Baba sen al" diye bana uzatmasının başka açıklaması yok. Ardından uykuya devam edip etmeme kararı da gergin bekleyişlere sebep oluyor. O da dert değil, yanımızda yatsın tabii. Ama annesi mutfakta su içerken "Haydi güzelim, uyu" diyen babaya da "Annem gelsin öyle" diyip kıçını dönmek ayıptır. Bu arada ışığı bana kapattırdığını da eklemeden geçmeyeyim.

Tekme-tokat-amonyak sabahı ettikten sonra göğüs kafesi üzerine inen iki yumruğa eşlik eden "Baba!" çığlığıyla uyanmak ne kadar keyifli anlatamam. Ama insan gözünü açtığında evladının o gülen yüzünü görünce her şey değişiyor. Hemen yanağına bir öpücük kondurup günaydın diyen baba, "Baba fazla öpme" lafını da yedikten sonra homur homur yataktan kalkar. Yapacak bir şey yok, emir büyük yerden. Öpmek de karneyle artık.

Kızım çalışmamızı hiç sevmiyor, özellikle annesi çalışmaya oturduğunda her türlü maymunluk, yetmezse taciz yöntemi kullanılıyor. İtme, çekme, ısırma, sırta binme, kablo çekme, bardak kaçırma, buzdolabını boşaltma, Frodo'ya binme gibi yöntemler de bunlardan bazıları. Yalnız şu aralar galiba çalışma-para-oyuncak bağıntısını çözmeye başladı. Oyuncağını Frodo'ya verdiği için annesinin bir daha oyuncak yok ültimatomuna maruz kalan Zilli Prenses yanıma gelerek "Bana sen çalış, para kazan" dedi. Sebebini sormak gafletinde bulundum ve yeni oyuncak talebini dile getirdi. Zaten onun için de önce para çekmek lazımmış, bilmiyorduk öğrendik.

Nereden öğrendi bilmiyoruz ama olumlu yanıt vereceği her soruya "Evet, tabii ki" diye cevap vermeye başladı.

-Kızım aç mısın?
-Evet, tabii ki.

-Kızım sokağa çıkalım mı?
-Evet, tabii ki.

-Kızım ben senin tepende böyle dikilmek zorunda mıyım?
-Evet, tabii ki.
-?!#/...

Genel olarak şu meşhur 2 yaş sendromumuz her çocukta olan ara ara çığlık atma, vurma ve anlık olarak sevdiğini sevmeme belirtilerinin dışında bunun gibi yan etkilerle devam ediyor. Azimliyiz, atlatacağız, hâlâ antidepresan kullanmadık ama hanımefendi yattıktan sonraki saatlerde alkol tüketimimiz fark edilir şekilde arttı. Şerefe!