Cuma, Ocak 08, 2010

Haftalık Olayların İçinden

Efendim, geçtiğimiz haftayı klavyem döndükçe anlatmaya çalışayım.

Evde sürekli bir hareket var. Frodo, üzerindeki çekingenliği atıp yine Frodo olmaya başladı. Kızın oyuncaklarını alıp güzel güzel kemirmeye girişti. Bu arada minik kızım, eline geçirdiği eşyayı Frodo'ya fırlatıp getirmesini bekliyor. Garibim Frodo da çoğunlukla kafasına isabet eden bu cisimlerden kaçmak yerine alıp tüymekte buldu çözümü. Güzel, sandığım kadar salak olmayabilir ama yine de karar vermek için acele etmemek lazım.

Hanım Hazretleri'nde çok ciddi değişimler var. Elektronik cihazların ve her türlü yazılımın korkulu rüyası olan karım, bir haftadır mekân değişikliği nedeniyle Ubuntu kullanıyor. "Linux kullanıyorum ben, heheyt!" diyerek mağrur mağrur evde dolaştığı bu dönem içinde, aylardır tıkır tıkır çalışan makineyi kilitlemeyi 24 saatten kısa bir zamanda başardı. "Hayatım, ne yaptın?" sorusunun cevabı yine değişmedi. "Ben bir şey yapmadım. Orada bir şey çıktı ama sonra kayboldu. Sonra da böyle oldu." En güzel tarafı da düzelttikten sonra ne olduğunu ve nasıl toparladığımı büyük bir merakla sorması. Anlatmaya başlayınca da "Ben senin dediklerinden bir şey anlamıyorum ki" şeklinde olağan fırçamı yiyorum.

Ailenin üçüncü üyesi, pek muhterem zilli hazretleri de haftayı boş geçirmedi. Hareket miktarının artmasına rağmen aldığı gıda miktarındaki düzenli düşüş devam ediyor. Annesi sıyırmak üzere. İkisinin inatlaşmasını seyretmenin bedeli, paha biçilmez. Daha sıklıkla elini bırakmaya başladı ama çizgi filmlerde uçurumdan düşeceğini geç fark eden yaratıklar gibi, desteksiz durduğunu anladığı anda kendini bırakıyor.

Ana hatlarıyla haftayı böyle geçirdik ama haftanın olayını en sona sakladım. Sabah koridordan bizim odaya doğru yürürken, yataktan bir kafa uzandı ve bana bakarak şu iki heceyi söyledi: "Ba-ba." Anlatılmazmış, yazılmazmış, hiçbir şeye benzemezmiş.